İlgisiyle Toplumu İnşa Eden Birey
"Mümin mümine karşı,
parçaları birbirini bağlayıp tahkim eden bina gibidir.”(Buhari, Salat 88,
Müslim, Birr 65)
İnsan yaşadığı şu dünyada
kendisini bulunduğu toplum, kültür ve medeniyet içerisinde tanımlandırabilir
ancak. O uygarlığa nispeti dahilinde nesebi ve dolayısıyla mensubiyeti
olacaktır. O yere binaen alacağı isimler onun için hem yön hemde yöntem olacak
ve onu intisabı sebebiyle bulunduğu yolun yolcusu haline gelecektir. Çünkü
nispet; orantılı olma, uygun düşme manalarında mülhemle dilimizde
kullanılmaktadır. İşte beşer için hayatın en önemli anlamlandırma ameliyesi de
buradan başlamaktadır. Nitekim kendimizi/özümüzü anlamak için öncelikle
etrafımızı yani çevremizi tanımak ve onu anlamlandırmamız gerekmektedir.
Kendimizin dışında bulunanlara karşı kayıtlı ya da daha yerinde bir ifade ile
ilgili kalmalıyız. İşte toplum ve birey kendi içerisinde bu denli sık dokunmuş örgülerle
birbirine bağlıdır.
O örgüler öylesine sık dokunmuştur ki nesebi belli olmayan ya da daha çok kullanılan şekli ile nesebi gayri sarih olan kişiler toplum dahilinde tutulmamıştır. Aslında bu durum gayet doğal bir sirkülasyondur. Çünkü bir toplum ancak kendi dinamizmini, alt kümeleri olan aileler ve dolayısıyla bireyler aracılığı ile tanımlar. Esasen tanımlamaktan kastım da kelimenin tam anlamıyla tahdit içermesidir. Yani toplum kendisini oluşturmuş ve içeriğini belirlemiş olan, öz gerilimi bulunan aktif bir yapıdır ki bu özellikleri ile o, kendisinin sınırlarını/hudutlarını çizmiştir. Artık onun kendisine ait haramları vardır. Ve bu hudutları ile kendisini korumaktadır. İşte insan bu gerilim içerisinde kendisine uygun bir yer bulur ve oraya yerleşir. Bu davranışı onun artık intisabını bildirir. An itibari ile onun toplum içerisinde bir konumu vardır. Kendisini ve bulunduğu kümeyi şekillendiren yön ve yöntemini de burada elde eder. Toplum içerisinde edindiği bilgilerle ki o bilgiler üstteki mezkur ifadelerden de anlaşılacağı üzere ilgilerin -“b” harfinin dilimizde toplayıcılığına binaen- bütünlenmesi bağlamı ile oluşmuş ve kişiler için aydınlatıcı ve ayırtıcı işaretler hükmüne geçmiştir. İlgi kurduğu kadar bilgisi ve bilgisi olduğu düzeyde de ilgisi olacaktır. Nitekim toplum baştaki mahut ibarelerde de geçtiği üzere örgü gibi tekiller yani bireyler ve tikeller yani ailelerle birbirine iliklenmiştir. Daha vazıh bir ifade ile tümelin karşılığı olan toplum, fert ve ailelerle ilmek ilmek işlenmiştir. Ve her birey o aileler aracılığı ile kendi aralarında ilinti oluşturmuş ve birbirleri arasında ilişki/münasebet kurmuşlardır. Bu ilişki sayesinde evvelemirde kendisini ve devamında yaşadığı dünyayı neden ve niçinleri ile anlamaya ve anlamlandırmaya başlamıştır. Dolayısıyla insan için toplum, kaçınılmaz bir gerçeklikten öte insan olabilmenin yegâne vesilelerinden yalnızca biridir. Evet toplum, başta verilen hadis-i şerifte Efendiler Efendisi Peygamberimizin de buyurduğu üzere tuğlalarının birbirine bağlanıp oluşturduğu binanın ta kendisidir. Bu bağlamda Nebi-i zişan Efendimizin müjdelediği toplum olabilme ümidiyle…
Not I: Yukarıdaki yazım Ahlâf dergimizin Temmuz 2022 sayısında sayısında yayınlanmıştır.
Not II: Dergimize ulaşmak için tıklayınız.
Not III: Tüm yazılarıma ulaşmak için tıklayınız.
Tebrikler
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilYasin Bey,
YanıtlaSilTebrik ederim
Teşekkür ederim. Sağ olun.
Sil