Niyet Etmeli!

Fikirleri derlemek sanıldığı kadar kolay olmasa gerek. Onları bir kisveye bürümek. Onları yedirmek, içirmek. Onlarla zaman harcamak. Hepsi kutsal birer hizmet gibi olanca alaka ile yapılacak işler. Yoğunlaşmadan olması neredeyse mümkün de değildir. Üzerinde vakit harcanmalı. İşte böyle bir ameliyenin nihayetinde anca yazı ortaya çıkabilir kanaatimizce. Bizde niyet ettik fikirlerimizi derlemeye. Bir dergi yapalım. Yapalım ki derli toplu bir şekilde düşünce ve kültür dünyamızı yeni arkadaşlarımıza tanıtabilelim. Çağımızın olanca gürültüsünden Rabbe çağıran nidaları duyamaz olmanın verdiği teessüf ile yola çıktık. Biz belki duyduk ama duyamayan vardır. Hem Nebiler Serveri Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde mealen "Burada olanlarınız, burada olmayanlara tebliğ etsinler! Belki de kendilerinden daha anlayışlı birine tebliğ etmiş olabilirler. Sözlerimi işitip belledikten sonra, başkalarına aynen aktaranın Allah Teâlâ yüzünü ağartsın." buyuruyorlar. Bizde bu şiar ile derlemeye başladık fikirlerimizi. Umulur ki bizden daha anlayışlı birisine aktarırız.

    Öyle hadisler ve öyle menkıbeler vardır ki onları anlamak için bazen onun şartlarını yaşamamız gerekir. İşte burada tecrübenin değeri anlaşılır lakin konumuz gereği buna değinmeyeceğiz. Hemen yukarıda belirttiğimiz gibi durumlar şartları ile temayüz eder. Misal olarak şu hadiseyi verebiliriz:

    "Ulema büyüklerimizden Hasan Basri Hz. ölüm döşeğinde olan hocasının yanına varır. Kendisini teskin etmek ve rahatlatmak için Bakara suresinin 156. ayeti celilesini (اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَؕ) okur. Bu ayeti duyan hocası birden irkilir ve üstünde tefekkür edilesi bir cümle sarf eder. 'Ben bu ayeti hiç duymamıştım.'"  İşte burada olduğu gibi insan bazen hiç duymadığı şeyi o an duyar (fark eder) olur. Aslında sahabe olan bu zat o ayeti belki kaç defa okumuş ve duymuştur. Lakin burada kastettiği o ayetin manasıdır. Artık O’na (C.C) doğru yola çıkarken bu lafızları duymak onda (r.a) ayrı birer ufuk oluşturmuş ve biraz önce değindiğimiz o destansı sözleri sarf etmiştir. Bizlerde bazı ayetleri okuyoruz ve sanki sıradan cümleler gibi yanından sessizce sıyrılıp gidiyoruz. Ne vahim bir durumdur bu. Her harfinin bile binler hikmeti olan bir kelamdan bahsetmemize rağmen öyle zamanlar oluyor ki kesin hükümlerini bile tartışıyoruz. Peki ayetleri incelesek nelerle karşılaşacağız? Neler fısıldayacak acaba kulaklarımıza o kerim kitabın tümceleri. Hangi manaları hissedeceğiz? Yukarıda olduğu gibi bizde bazı ayetleri okuyacağız ve bu ayetleri sanki ilk defa duymuş gibi hissedeceğiz. Çünkü artık o ayetin mevsimindeyizdir. Artık ölüm döşeğindeyizdir ve başımıza gelen birisi bize “Doğrusu biz Allah’a aitiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” dediğinde tüylerimiz diken diken oluverir. Onu hissederiz. Arapçadan dilimize geçen kelimelerden birisi de şuurdur. Hissetmek manaları ile kullanılan bir kelimeden gelen bu sözcük, dilimizde bilinç anlamında bir yankı bulmuştur. Hissetmekten bilince doğru uzanan derin bir yolculuktur bu. İnsan hissettiğinde işte o zaman farkına varır. Bilir artık o durumu. Her zerresi ile teslim olmuştur ona. Ayırt edebiliyordur. Faruk olmuştur. İşte şuur dediğimiz haslette bundan başkası değildir. Bu bahsi Merhum Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un bir dörtlüğü ile bitirelim;

“Duygusuz olmak kadar dünyada lakin derd yok; 
Öyle salgınmış ki me'lun: Kurtulan bir ferd yok!
 Kendi sağlam... Hissi ölmüş, ruhu ölmüş milletin!
 İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin!”

    Evet buradan hareketle bizlerde dert edindik ve birer nükte olsun ya da birer katre olsun, insanların gönlünü O’nun neşvesi, O’nun hikmeti, O’nun ilmi ile -O’dan kastımız Kur’an’dır-yeşertmek istedik. Niyetimiz budur işte. Bu dergi bir grup arkadaşımız ile başlattığımız ve önce kendimiz sonra yakından belki dairesel bir formda insanlara İslam’ı hem keyfiyet hem de kemiyet derecesinde talim ve tedris etmeyi bir bilinç ve vazife olarak ifa etmek istediğimiz bir çabanın bilhassa dibacesidir. Sa’yımız meşkur olsun. Siz saygı değer hazuruna ithaf olunur…

 


Not I: Bu yazım arkadaşlarımız ile çıkardığımız "Ahlâf" adlı dergimiz için kaleme almış olduğum niyet konulu bir yazıdır. Buraya dergimizin linkini de bırakıyorum. https://ahlaff.blogspot.com/2021/12/dergi.html#more

Not II: Dergimiz her ayın 1'inde sitemizde yayınlanacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Bir Vicdan Muhasebesi"

Tövbe; İnsan Olabilmekte Anahtar Kavram

Hakka kötürüm olmak I