Harp Çantası!


"Var git hatun çantayı hazırla harp bu çetin olacak

Bu şiir ki  kara, tüm zamanların halifesi olacak

‘Bakma öyle gözlerime ıslak ıslak

‘Ne olur’ demeyeceğim ne olacaksa olacak

Yok öyle duygusallık kalbim temiz hümanistlik falan

Terk-i dava etmeden önce bir namazımızı kılalım kalk

Nefis bu harp bu nefsimize çok şeyler katacak

Olsun da sabah ola harp ola vatan ola

Sen çantamızı hazırla"

Ali Celep


Nereden çıktı bu savaş. Gene kim kime düşman. Ellerin niçin kan revan. Yiğidim, nerede çantan.

Afakı deler geçer gözlerin. Nedir sana bu kadar endişe veren? Askerim soğuyor ellerin. Şimdi yum biraz gözlerin. Hele bir dinlen. Yarın devam eder harp derin ve derin.

Olmaz deme sürekli. Naz etme bana. Seni düşünürüm. Ben beklerim nöbeti sabaha kadar, sen harp başlayınca siperden çıkarsın. Vuruşursun. Olma' mı?

Ecdadın her nefesinin destansı birer soluk olduğu gerçeği her tarihi kitapta tekrar ve tekrar gün gibi açığa çıkar. Öyle yaşamışlar ki yüz kızartacak işleri hiç olmamış. Öyle hükmetmişler ki şimdi anca yad edebiliyoruz. Neredeyse 30 katımızı aşan devletini sulh ile nasıl yönettin dedem? Biz bir eyaletinin hakkından gelemedik. 

Cenk denmiş atam akla gelmiş, sanat denmiş ceddim akla gelmiş, cesaret denmiş ırkıma ad olmuş, doğruluk denmiş kendisinden emin olunmuş. Sığınılacak kapı, aş istenecek ocak...


Elimden gelen şimdilik yazmaksa eğer yazacağım. Darülfünun müderrislerinden İsmail Hakkı Beyin dediği gibi: "Çanakkale müdafaası yapılmış, kazanılmıştır. Lakin vazife yalnız askerler ve kumandanlar için bitmiştir. Bizim için bitmemiş hatta başlamamıştır bile! Herkes bilsin ki, burada kanlarını akıtanlar hep bu tarih, bu namus ve fazilet tarihi için şehit oldular. Onların kan borcunu ödemek lazımdır. Şairler destanlarını yazsınlar, ressamlar levhalarını çizsinler, heykeltıraşlar abidelerini ortaya koysunlar, muharrirler hikayelerini yazsınlar, sağ kalanlar rahmet okusunlar..."

Hangisini anlatsam ki size? Yüzbaşı Muzaffer'i duydunuz muhakkak. Ayağın nerede oğul sorusu sinenizi yaktı değil mi? ya da parmağının olmadığını fark edemeyecek kadar cenke dalan askeri. Kafkas cephesi mesela. Veya Kanal mı demeliyim. Medine Müdaafii Fahreddin Paşa dillere destan. Peki duyulmayan diğer kurmaylarımız. Başka bir Yüzbaşı. Bilal Bey ve 170 askeri. Ah Çanakkale diyelim mi? nasıl da cümlesine bir çakıl taşı dahi vermedik. Balkanlar, yaramız kanar hep. Şanı büyük Osman Paşa. Kim dolmadan gözleri söyler ki tuna nehrini. Mehteri. Plevne, Dimetoka, Şipka ve Galiçya. Ey kari der misin bana hangisini anayım ben şimdi? Dostunu geçtim de düşmanına bile kendisini methettiren ecdadın. 

Süleymaniye gibi şair Yahya Kemal demiş ya hani: 

"Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi,
Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi,
Ta ki, yükselen ezanlarla müeyyed namın
Galib et, çünkü bu son ordusudur İslamın."

Duydunuz mu hiç siz Üsteğmen Zahid'in vasiyetini?  Ya da diğer şühedanın refikalarına yazdıkları mektupları okudunuz mu? 

Sevdiğim... okurken yazımı sakın,
Gözünden şimşekler çakmasın emi,
Dördüncü yaram pek kalbime yakın,
Kirpiğin elmaslar takmasın emi.

Gözler dolmasın mı şimdi? Hikmetli yazmış Recep şair. Gözyaşı elmas olmuş daha ne olsun. 

"Ey Türk! Bu satırlarda geçmişin destanlarını, bugünün ayrılık acılarını söylemek ve inlemek istedim. Bir keman gibi... Bu kemanı, anavatanın sinesinden yonttum. Tellerini kalbinin damarlarından çıkardım. İstedim ki bu sazın ahengini yalnız sen duyasın. Bu acıklı iniltiler yalnız sana dokunsun. Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir ya kimsenin..."

Ahmet Hikmet Müftüoğlu (1870-1927)

Ufuk mu dersin, mefkure mi dersin ya da rol-model mi dersin bilmem amma var mı dahası örnek alacağın? Şahika kaldı mı çıkılmadık, nehir kaldı mı geçilmedik, öz kaldı mı içilmedik ve dahi can kaldı mı verilmedik? Ey bu topraklara ecdadını seve seve veren evlat, neredesin veyahut ne işle meşgulsün ki başın yer de gezer? Neden döktü deden kanını? niçin verdi ceddin canını? Borcun vardır borçtan içre. Ödemek istesen pahasını muhasebeye mizan yetmez. Hadi bilsen o kıymeti nereden bulacaksın. Çalış, gayret et ki sana hesap sorarken elinden geleni yaptım en azından dersin.

Alâeddin Gövsa demiş ya bir şiirinde 'Mehmet'imin' ağzından:

"Allah’a dua et, düşman tırpanı
Devlet ağacını yolmasın anne;
Altında dökülsün oğlunun kanı
Bayrağın gül rengi solmasın anne
 
Köyden biri geldi taburumuza,
Meğer söz kesilmiş muhtarın kıza,
Gece niyet tutup baktım yıldıza,
Artık söyle o is olmasın, anne!
 
Düşünme bos gelse posta tatarı,
Siperden akın var yarın dışarı;
Kadere râzı ol, uzun yolları,
Bekleyen gözlerin dolmasın anne!"

Neden vazgeçti insan der misin bana bir bir? Sevdiğinden, malından ve canından. Ne yüce değil mi? Ya da ne mukaddes? Sultan Reşad'a tahmis eden Beyatlı ne der Çanakkale'ye zafer çağrısında:

Kadın, erkek, anadan tâ süt emen yavrumuza,
Hepimiz canla sarıldık da vatan duygumuza.
İntizâr eyledi gafletle adû korkumuza,
Lâkin imdâd-ı İlâhî yetişip ordumuza,
Oldu her bir neferi kale-i polat-beden.
 
Rûh-ı Peygamberi tebşîre giderken şühedâ,
Millet arkanda bugün, vecd ile tekbir-serâ.
Sen de mihrâb-ı hilâfetde cebîn-sâ-yı senâ,
Kapanıp secde-i şükrana Reşâd eyle dua,
Mülk-i İslâm'ı Hudâ eyleye dâim me'men

Dahası dile gelir mi bilmem? Desem dinlesem, dinlenip tekrar desem. Durmasam dedemi methetsem yeter mi bilmem? Söz erdi sükuta. Dil eremedi murada. 

"Der dilem râz feravanest veli derâlem,
Ehli derdi ki be-ûra zi tevan keft kücast"

(Gönlümde sayısız sırlarım vardır. 
Lakin âlemde bir ehli dert yok ki sır söylemek caiz olsun.)
Yavuz Sultan Selim 

Selam ederim...


Yorumlar

  1. Ağzına yüreğine sağlık Aziz dostum

    YanıtlaSil
  2. Rabb'im her yazını amel defterinin kıyamete kadar açık kalmasına vesile eylesin üstadım .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin hocam. Allah razı olsun. Teşekkür ederim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Bir Vicdan Muhasebesi"

Tövbe; İnsan Olabilmekte Anahtar Kavram

Hakka kötürüm olmak I